Businessweek
Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine aboneliğiniz boyunca tam erişim sağlayabilirsiniz. Abone Ol

Ekonomi

Yüzde 5 Efsanesi
Yüzde 5 büyüme potansiyelimizi gelişmiş bir ülke olana kadar sağlamak istiyorsak öncelikle yapısal reform kavramının içini doldurmamız gerekiyor.
  • 6 Eylül 2024 12:38
  • Dr. Ali Yürüdü
Yüzde 5 Efsanesi

Gelişmekte olan bir ülkenin hayalleri hep aynıdır. Sürdürülebilir büyüme isterler. Ekonomi hep büyüsün, ama enflasyon çok sıçramasın ister. Enflasyon olmalıdır ama ölçülü olmalıdır ki üretmek anlamlı kalabilsin. Ekonomi büyüsün ki herkese iş imkanı sağlanabilsin.


Ama mükemmel ekonomi diye bir şey yoktur. İyi ekonomi vardır. Dengeyi bulabilmiş bir ekonomi vardır. Ülkenizin bir yerlerinden doğal kaynak fışkırmıyorsa kaynaklarınızı hep dengeli kullanmanız gerekir. Nitekim gelişen ekonomilerde gündem, siyasetten jeopolitik risklere kadar birçok riske karşı gelişmiş ekonomilere nazaran çok daha duyarlıdır. Üzüntülerimiz derin, hasarlarımız kalıcı, sevinçlerimiz ve coşkularımız ise fazla şaşalı olur. İşlerin iyi gittiği zamanlarda, ters ayakta yakalanmazsanız yabancı yatırımcılar coşkularınızı harlayacak rollerde olurlar. Çünkü gelişmiş bir ülkenin tüm dünyanın ilgisini çekecek bambaşka bir icadı yoksa ve bu icatları yıllarca yeniden ve yeniden yapamıyorsa, yüzde 3’lük potansiyel büyümesini yüzde 5’lere çıkarması zordur. Gelişen ekonomiler ise bu fırsatları verir çünkü adı üzerinde gelişen ülkedir. Yani henüz gidecek yolu vardır. Sanayileşme devam eder, kentleşme devam eder, tarım ya da emek yoğun sektörlerden sanayiye ya da hizmet sektörüne bu paralelde geçişler devam eder. Elbette tüm bunların gerçekleşmesi için yatırımların devam etmesi gerekir. Yatırım için ise kaynak ve öngörülebilirlik gerekir. Ancak her şeyden önce plan gerekir.


Bizim ülke olarak yıllardır planımız aynı. Bu hafta açıklanan Orta Vadeli Program’da da her yıl olduğu gibi “sürdürülebilir büyüme” niyetimiz ortaya kondu. “Sürdürülebilir büyüme” kavramı uzun vadede dengeli ve istikrarlı bir büyümenin sağlanması, toplumun genelinde refahın artması, doğal kaynakların israf edilmemesi, toplumsal eşitliğin sağlanması gibi iyi niyetler için kullanılır. Yapılması gerekenler söylerken kolay ama yapması zor, uzun vadeli planlamalar ve yapısal reformlardır. Yaşlanan bir nüfusun ekonomiye katkısını devam ettirmek için emeklilik reformu, bir ülkenin varsa yenilenebilir enerji kaynağını değerlendirmek için örneğin reel sektöre getirebileceği yükümlülükler; yapısal reformlara örnek olarak verilebilir. Kısa vadede belli kesimler için tepki doğuracak şeylerdir aslında yapısal reform dediğimiz. Ancak uzun vadeli bir kalkınma planı için de kaçınılmazdır. Siyasetin baskın olduğu ülkelerde zordur mesela, belli kesimlerde olsa kimse küstürülmek istenmez. O yüzden niyet iyi bile olsa, uygulaması meşakkatlidir.


Türkiye’ye gelince gelişen ülke olmanın gereğiyle büyümeden pek taviz vermeyiz. Yıllardır potansiyel büyüme yüzde 5’tir şeklinde bir söylem var. Bu hafta açıklanan OVP’de de 2024 yılı için yüzde 4, 2025 ve 2026 yılları için ise sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 5 büyüme hedeflendi. Halbuki yüzde 5 dediğimiz oran; Türkiye’nin mevcuttaki sermaye stoku, sahip olduğu işgücü, demografik öngörüleri, teknolojinin olduğu yerde saymadığı dünyaya anbean uyum sağladığımız bir varsayımla mümkündür. Çünkü potansiyel büyüme dediğimiz kavramda tüm bunların enflasyon baskısı olmadan gerçekleşmesi demektir. OVP’de ise enflasyonun 2024’te yüzde 33, 2025’te yüzde 15,2 ve 2026’da yüzde 8,5’e düşmesi hedefleniyor. Dolayısıyla Türkiye için hâlâ enflasyon ortamında yüzde 5 gibi oranlar telaffuz ettiğimiz için, bizim potansiyel büyüme dediğimiz enflasyonsuz kalıcı, sürdürülebilir büyüme hedefi olan yüzde 5’in niteliğini, kalıcı bir değişimden, dönüşümden ya da reformdan ari bahsetmek biraz zor görünüyor. Biz o yüzde 5 olan potansiyelimizi gelişmiş bir ülke olana kadar sağlamak istiyorsak öncelikle yapısal reform kavramının içini doldurmamız gerekiyor.


Yapısal reformlarda bahsettiğim gibi, kırmadan, dökmeden olabilecek dönüşümler değildir. Bugünün dünyasında, hangi ülkede her an hangi teknolojik gelişmelerin yaşandığını bilmezken, mevcut pazarlarımızı korumakta zorlanabiliriz. Teknolojiyi her saniye takip etmemiz ve geride kalmamamız ise oyun planımızı oluşturmalı.


Bizim ülkemizde enflasyonu düşürmek için yapısal ekonominin yanında bir de sosyoloji bilimine hakim olmak gerektiğini düşünüyorum. Ama bir kalıcılıktan, sürdürülebilirlikten bahsetmek için de hiçbir değişimin acısız olmadığını da unutmamakta fayda var. Yüzde 5 büyümek Türkiye için diğer koşullardan bağımsız olarak mümkün. Diğer koşullardan bağımsız derken, öncelikle mevcut pazarlarımızı aynen koruduğumuz varsayımı altında mümkün. Yapısal reforma ayıracak bir kaynağımız olduğunda ise, daha uzun vadelerde de yüzde 5’lerin Türkiye ekonomisi için mümkün olduğunu, Türkiye’nin bu potansiyele ulaşabilecek gücü olduğunu düşünüyorum.


Dergi Erişimi
Dergi içeriklerini okumak için Bloomberg Businessweek Türkiye dijital dergisine abone olmanız gerekmektedir.Abone değilseniz abonelik satın alarak tüm dergi içeriklerine sınırsız erişim sağlayabilirsiniz
Abone Ol
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 46. Sayısı Yayında!
Bloomberg Businessweek Türkiye'nin 46. Sayısı Yayında!
İşte yeni sayıdan öne çıkanlar...
Tarımda Geç Gelen “Bahar”
Tarımda Geç Gelen “Bahar”
Türkiye’nin tarımda yıllardır devam eden sorunlarının çözümü için önemli adımlar gelmeye başladı. Sözleşmeli tarım, 2 yıl boş kalan arazilerin kiralanması, planlı üretim gibi hamleler, “reform” arayışının başlangıcı olabilir mi?
Ekonomik Dalgalanmalarda C-Suite İçin Dijital Öncülük Misyonu
Ekonomik Dalgalanmalarda C-Suite İçin Dijital Öncülük Misyonu
C-Suite liderlerinin şirket içinde dijital öncülük çağını başlatması için, teknolojik araçları benimsemekten öteye geçmesi gerekiyor.
Uzun Vadede Değer Üretmek Diye Bir Şey Var mı Gerçekten?
Uzun Vadede Değer Üretmek Diye Bir Şey Var mı Gerçekten?
Uzun vadede hayatta kalabilmek müşterinizin bugün ne istediğinden çok gelecekte ne isteyebileceğini öngörebilmekten geçiyor.
Bilgisayarlar Yapay Zekânın Gelişim Hızını Yakalama Peşinde
Bilgisayarlar Yapay Zekânın Gelişim Hızını Yakalama Peşinde
Yapay zekânın hızlı gelişimiyle birlikte pil ömrü uzun, daha hızlı ve verimli bilgisayarlara ihtiyaç arttı. Bunu sağlamak üzere daha güçlü işlemciler üzerinde çalışan bilişim sektöründe Intel tanıttığı yeni işlemcisiyle bir adım öne çıkmış görünüyor.
Amerika, Bazı Yapay Zekâ Ürünlerini Avrupa’da  Piyasaya Sürmüyor
Amerika, Bazı Yapay Zekâ Ürünlerini Avrupa’da Piyasaya Sürmüyor
Meta ve Apple, Avrupa’daki düzenleyici atmosferi gerekçe göstererek önemli yapay zekâ ürünlerini kıtada piyasaya sürmüyor. Ancak bu hamle daha önce de görülmüştü.
Vadeli İyimserlik
Vadeli İyimserlik
Orta Vadeli Program’da gelecek yıl büyümenin potansiyeline yakın seyredeceği, enflasyonda ise sert düşüş yaşanacağı öngörüldü. Ekonomistler, 2025 için TCMB’nin potansiyel altı büyüme gösteren “çıktı açığı” beklentisiyle OVP’nin yüzde 4’e hızlanmasını bekleyen tahmini arasında hangisine “yakınsayacak?”
Kadınlar Yapay Zekâ Kullanımında Erkeklerin Gerisinde Kalıyor
Kadınlar Yapay Zekâ Kullanımında Erkeklerin Gerisinde Kalıyor
Yapay zekânın hızlı gelişimi iş hayatında cinsiyet eşitsizliğinin artmasına neden olabilir. Kadınların yapay zekâ kullanımında erkeklerin gerisinde kalması, gelecek yıllarda kariyerleri için tehdit oluşturuyor. Çözüm ise eğitimde fırsat eşitliği, yeterli mentorluk ve destek ağlarında yatıyor.
Türkiye’nin Stratejik Hamlesi, BRICS ve Çok Kutuplu Dünya Ekonomisine Hazırlık
Türkiye’nin Stratejik Hamlesi, BRICS ve Çok Kutuplu Dünya Ekonomisine Hazırlık
Türkiye, BRICS ülkeleriyle stratejik ilişkiler kurarak ve Asya merkezli jeoekonomik fırsatları değerlendirerek küresel ekonomik arenada önemli bir rol oynayabilir.
Almanya’da Aşırı Sağın Yükselişinin Sırrı Ne?
Almanya’da Aşırı Sağın Yükselişinin Sırrı Ne?
Nazi sloganlarını benimseyen ve ülkede Yahudi soykırım anıtı dikildiği için buna “Utanç Anıtı” adını veren aşırı sağcı Björn Höcke, nasıl oldu da 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez Nazi sempatizanı bir partiyi Thüringen’de iktidara taşıdı?
Eurobond İhraçlarının Altın Yılı
Eurobond İhraçlarının Altın Yılı
“Rasyonel” politika, düşen CDS ve pahalanan TL krediler, eurobond ihraçlarını uçurdu. Türkiye yılbaşından bu yana gerçekleştirdiği 20 milyar doları aşan rekor eurobond ihracıyla uluslararası finansman sahnesinde yerini sağlamlaştırdı. Hem kamu hem de özel sektörün güçlü hamleleriyle dikkat çeken Türkiye, küresel yatırımcıların ilgisini çekmeye devam ediyor.
Jules Verne Dünyasında Yol Almak: Yirminci Yüzyılda Paris
Jules Verne Dünyasında Yol Almak: Yirminci Yüzyılda Paris
“Bilim Kurgunun Babası” Jules Verne, buharlı gemiler ve telgraf çağında yaşadı ama bir asırdan fazla bir süre boyunca icat edilemeyecek teknolojileri hayal edebildi.
Uçan Arabaların Trilyon Dolarlık Geleceği
Uçan Arabaların Trilyon Dolarlık Geleceği
Mürettebatsız uçuşla yeni bir döneme giren hava yolculuğunda bir tarafta Boeing gibi sektör devleri yer alırken diğer tarafta ise Ehang ve Joby gibi yeni ortaya çıkan dinamik startuplar yer alıyor.
Tarih Tekerrür Eder mi?
Tarih Tekerrür Eder mi?
Borsanın dalgalı seyrettiği dönemlerde hisselerin fiyatları gerileyerek tarihi zirvelerinden uzaklaşır. Ancak geçmiş tecrübeler gösteriyor ki şirketin mali durumu iyiyse, ciddi bir sıkıntısı yoksa işler düzeldiğinde hisse fiyatları tarihi zirvelerini tekrar görür hatta çok daha üzerine çıkabilir. O halde Mayıs’tan bu yana yaşanan dalgalı seyir zirvesinden uzaklaşmış hisseler için fırsat olabilir mi?
Ultra Lüks Segmentte Hizmet Verecek Ilma İlk Seferine Çıktı
Ultra Lüks Segmentte Hizmet Verecek Ilma İlk Seferine Çıktı
Ritz-Carlton Yacht Collection’un yakında görücüye çıkacak 448 yolcu kapasiteli gemisi, tamamen mahremiyet odaklı kardeşinin neredeyse iki katı büyüklüğünde. Ancak büyüklüğüne rağmen Ilma, bir yolcu gemisinden çok daha fazlasını sunuyor.
2 Trilyon Dolarlık Maliyete Sahip Limanların Önemi Artıyor
2 Trilyon Dolarlık Maliyete Sahip Limanların Önemi Artıyor
Küresel ticarete açılan kapılar yeni rekabet, otomasyon ve yeşil enerji çağında maliyetli dönüşümlerle karşı karşıya.